2 Mart 2015 Pazartesi

ESKİ PLAKLAR VE BİR PİKAP MESELESİ

Pikabımla ilgili video paylaştıkça mesaj yağıyor bana, nereden aldın tavsiye eder misin ya da nasıl olur bu işler vs.

Ben pikap araştırırken maalesef internette yeterli bilgi bulamadım. Sağa sola soruyordum anlayan olursa diye. Yine bir gün eşimin spor hocasıyla yemek yiyorduk. Kendisi bu geri dönüşüm işine çok meraklıdır ben gibi. Olur de eskici falan tanıdığı vardır diye sordum "Hocam ya pikap istiyorum tanıdığınız,beni kazıklamayacak biri var mı?"

Bana baktı:  "Ben de iki tane var seç birisini" deyince 'Hadi canım' oldum ben. Olur mu olmaz mı derken hocam ısrar etti. Ben de istemem yan cebime koy yaptım tabi. Neyse salona gelin bakın beğenirseniz alırsınız beğenmezseniz almazsınız diyerek o gün ayrıldık.

Ben pikabı göreceğim günün heyecanıyla yanıp tutuşurken o gün geldi çattı.

Bir sehpanın üzerine konmuş.

Yeşil yeşil, S kollu.

O kadar güzel ki.

Hali tavrı, duruşu, o eskicilerde gördüğüm döküntülerden eser yok.

Heyecanlandım.

Bizim Ali Yiğit böyle heyecanlanınca ellerini kollarını aynı anda sallamaya başlıyor. İşte benim ruh halim. Utanmasam adamın boynuna sarılacağım, eşime baktım, bi bana bi pikaba bakıyor. Muhtemelen yüzüm de heyecandan kızarmıştır, neler döndüğünü anlamaya çalışıyor ve muhtemelen anlam veremiyor. Onun için, bu altı üstü eski bi pikap. Allahım bu erkekleri niye böyle heyecansız yarattın?

Neyse, o an pikabı kucaklayıp koşarak uzaklaşmak istedim oradan.  Pikabın biraz tamire ihtiyacı vardı ama sevdiğini riskli ameliyata sokmak istemeyen biri gibi, ayrılmak istemiyordum ondan.

Çocuk gibi hocaya sordum:
- Hiç mi çalışmaz?
-Biraz çalışır , az ama yarım çalışır.

Şaşkınlıkla döndüm hocaya baktım. Hoca sırıtıyordeu. E benim soruma verilebilecek makul bir cevaptı bu nitekim

Tabi ben bu cevapla ilkokul çocuğu modundan sıyrıldım. Hemen bir çocuk annesi Feyza oluverdim. Olağanca ağırlığımla "öhm şey tamam madem biz bunu tamire verelim, eminsiniz değil mi Hocam yani vermek zorunda değilsiniz"

Adam sadece gözlerini devirdi, kendisi, benim pikaba sarılarak ağlamak isteyen ruh halimi fark etmeyecek kadar kör değildi. Üstelik hepimizin hediye verirken karşılığında görmek istediği yavru köpek suratını yapmıştım. Artık bu tür 'cool'luklar için çok geçti.

Velhasıl benim güzel pikabımı Moda'da bu işi yapan Uğur Abiye teslim ettik. Uğur Abiye daha önce bi iki ufak şey götürmüşlüğüm var fakat olur da tanımazsa diye kendimle ilgili uzun bir girizgah yaptım. Avukat olduğumu araya sıkıştırdım. Tanıdık Savcı abilerin adını falan geçirdim konuşmada. Şu bizim Maltepe Cezaevinin müdürü de çok kafa adam gibisinden  sohbeti ilerlettim. Hani adama yanlış yaparsan ölürsün mesajı veriyorum. Maltepe'de işkence de varmış hala diyorum. Ona göre. Alt tarafı pikap iğnesi değiştirecek bir iki yerini düzeltecek ama benim için olay daha ileri boyutta. Neyse dağıtmayın konuyu, Uğur Abiye ciddi miktarda polisli savcılı avukatlı ceza evli işkenceli bir konuşma yaptıktan sonra gözlerinin içine baktım ciddi bir tavırla; "Uğur Abi" dedim, "sana güvenebilir miyim?". Adamın böyle bir güleceği geldi. Gördüm resmen hıkk yaptı adam. Neyse "Evet kardeşim için rahat olsun" dedi. "Ha yani yoksa bu iş mala zarar vermeden başlar biliyorsun cezaevi müdürü ahbabımmı ..." cümlemi bitiremeden eşim dayanamayıp kolumdan dışarı çekti beni. Artık herhalde canına tak etmiş olacak.

Eşim aynen şöyle dedi "aşkım sen hasta mısın" , "Yok canım burnum biraz dolu gibi ama iyiym yani niye sordun." "Yok yok dedi vallahi hastasın sen" böyle söylenerek bi iki adım önüme geçti "oğlum annen.. işin zor.. vallahi deli... " gibi bir takım konuşmalarını duydum ama neden olduğunu pek anlayamadım. Önemsemedim. O an aklımdaki tek şey güzel pikabımdı.

Uzun lafın kısası pikabımız eve geldi. Ben ona bir de güzel bir komidin boyadım falan fıstık köşesinde yerini aldı. O gün bugündür Allah uzun ömür versin kendisi başımızın tacı oldu. Misafirlerin odak noktası ve evimizin göz bebeğidir.

Tüm bu lüzumsuz detayları açıkladıktan sonra asıl meseleye gelelim. Siz de bir pikap istiyorsanız ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız baştan uyarayım bunun da uyanıkları çıkmış kimi kazıklasam diye ortalarda geziniyorlar. Özellikle yeterli bilgisi olmayan kişileri yanlış aletlere yönlendiriyorlar.

Pikapları eskicilerden alabilirsiniz ortalama bir pikap için 450 TL vermeniz gerekli. D&Rlarda yenilerini de satıyorlar. İyi mi kötü mü bilemiyorum tabi. Eski bir pikap alacaksanız kendinden amfili pikaplar (bu amfi ses çıkması için şart- amfisiz pikap ses vermiyor) biraz daha tuzlu.

Bana sorarsanız belt drive olmayan dircet drive bir basit bir pikap yeterli. Belt drive'da kayış var ve pikap kullanıldıkça kayış gevşiyor ve değiştirmek gerekiyor. Bu da sanırım ekstra tamir masrafı çıkarıyor. Direct drive da kayış olmadığı için kayış bozulma riski de yok, aralarında biraz fiyat farkı var ama değer. Bu pikaplarında markasından tarihinden özelliklerinden kaynaklanan fiyat farklılıkları var. İnsan ne alacağını şaşırıyor sorup soruşturdukça. Tavsiyem, taktırın bir plak, çıkan sese bakın. Anlamam ki demeyin, anlarsınız. Anladığınızı göreceksiniz. Tabi ses düzeneği de çok önemli pikabın verimini tam alabilmek için.

Benim pikapım amfisizdi. Ben de gittim pikap pre-amfisi aldım. El yapımı bu şahane preamfi 90 TL gibi bir şey ve beni bir amfiye 300-400 lira vermekten kurtardı. Sonra Creative marka ortalama kalitede bir 5+1 ses sistemini pre-amfiyi bağladık, pre-amfiyi de pikaba ta taaa!
Bu pre-amfi girişiyle ses sistemlerinin çıkışları farklı (hoparlörler genelde bilgisayarlara göre yapılmış) o nedenle siz sakın bağdaştırıcı almayı unutmayın ya da benim gibi uç alabilirsiniz, kabloları ihtiyaca göre dişi erkek vs. yapıyor. Elektrikçilerde var.

Mesela pikabımı gören ve bu işlerden anlayan bir bey bana dedi ki "Sen bu pikabı yemişsin bu pre-amfiyle, sen buna amfi bağlayacaksın ki bak sesi nasıl çıkıyor". Aslında haklı ama evde disco kurmadığımıza göre, şu an çıkan ses bize yetiyor.

Bir de plak meselesi var! 500-600 liraya plak satıyorlar. Aman ha! Plak pikap zevk işi, böyle tesadüfen 10 liraya 20 liraya aldığınız plaklar güzel çıkınca mutlu oluyorsunuz. Özellikle Feriköy Antika Pazarında gırla 33lük ve 45lik var. Üşenmez tek tek bakarsanız şahane albümleri uygun fiyata alabilirisniz. Ben, satıcı tanımadığı için  Charles Aznavour plağını 10 liraya aldım. "Bu ne kadar" diye korka korka sorduğumda adam uzun uzun plağa baktı. Anladım ki tanımıyor, "Kim ki bu yaa neyse boşver" dedim "On tele oon" demesin mi "Aldım gitti dayı" dedim. Özelllikle fransızları bizim ahali çok tanımıyor bu yüzden çok ucuza bulursunuz. Klasikler de çok uygun fiyatlara satılıyor.

Ama popüler şarkıcı ve albümler el yakıyor. Ajda Pekkan plakları 200'den başlıyor, Zeki Müren,  Orhan Gencebay,  Barış Manço, Cem Karaca plakları uçmuş gitmiş.

Moda'da Antika dükkanı olan bir bey var adı Alex; şahane plaklar satıyor ve şanslıysanız piyasada yüzlerce liraya satılan  plakları 60-70-80 liraya alabiliyorsunuz. Çünkü kabı yırtık- ıslak ya da kapsız vs. gibi sebeplerden sapasağlam plakların fiyatı düşüyor. Çünkü bunların koleksiyon değeri olmuyormuş.

Bir de şimdilerde plakları yeniden basmaya başladılar. Neşet Babanın plağını D&R dan 60 liraya aldım. Erkin Koray'ın kileri netten 49 liraya ki Kadıköy de 600 Lira demişlerdi. Gİttigidiyor, Hepsiburada gibi sitelerde aratın sıfır kabı açılmamış canavar gibi plaklar evinize teslim ediliyor.

Bu arada plağın cızırdaması kötü bir şey, çizik olduğunu gösterir. Bu plakların fiyatı da düşüktür ve genelde iğne atlar bu da düzgünce şarkı dinleyemem
eniz anlamına gelir. Plak alırken muhakkak dinleyin ve fiyatı konusunda pazarlık edin.

Diğer bir tavsiyem de plak alırken sakın heyecanınızı belli etmeyin birden fiyat yükseltiyorlar. Bir de istediğiniz plakların değerini internetten araştırın.

Pikaptan müzik dinlemek cidden çok keyifli bir iş olmakla birlikte doğası gereği para harcamanız gerekiyor.  Bir zaman sonra nerede ne bulursunuz kurdu oluyorsunuz zaten.

Şimdiden size keyifli dinlemeler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder