8 Eylül 2017 Cuma

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MÜFREDATA İTİRAZ DİLEKÇESİ

                                                                     T.C.
  MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
                                     TALİM TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞI’NA
                  
                  Ankara
                                                                                                                                     8.9.2017

Bu hafta haberlerde yer alan müfredat değişiklikleri ile ilgili olarak, öncelikle, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ün müfredattan çıkarılması kabul edilemez bir durum olmakla birlikte, çeşitli alanlara “ders” adı altında sokulan gerici ve bağnaz düşüncelerin ders diye okutulmasına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak göz yummayacağız.

Kocaya İtaat İbadettir
Ateist ve Müşrikler İle Evlenmeyin
“Evlilik” adı altında tecavüze uğrayan çocuklara Örf kılıfı
Temizlik başlığı altında, cinsel münasebete atıfta bulunan 

GAYRİCİDDİ, İLİM İLE ALAKASI OLMAYAN ve her hâlükârda İNSAN HAKLARINA AYKIRI bir müfredat kabul edilemez.

Sayın Bakan ve Bakanlığın her bir müdürlük, kurul ya da alt birimlerinin koltuklarında oturanlar bilmelidir ki var oluş sebepleri Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yapılan her işlemde, atılan her imzada ve değişen her müfredatta, bu gerçek hatırlanmalı ve gerekiyorsa ağırlığında da ezilinmelidir.

Türkiye, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle cehalete ve karanlığa mahkum edilmeye çalışılmaktadır. Devlet kendi eliyle, ırkçı, ayrımcı ve ayrılıkçı, kin dolu bilgisiz muhakeme yeteneği olmayan nesiller yetiştirmek istemektedir.


Vatandaş olarak, LAİK eğitim talebimizden vazgeçmeyeceğimizi ve insanların dini duyguları sömürülerek hazırlanmış ders kitabı “Hz. Muhammed’in Hayatı” isimli ders kitabında belirtilen ve laik modern demokratik tük kanun maddelerini ve Anayasa maddelerini açıkça ihlal eden daha sonra dava dilekçesinde de ayrıntılı olarak belirtileceği üzere başlangıçta “Kocaya itaat ibadettir”, “Erkekler kadınlardan ileridir”, “Ateistle evlenmeyin”, “Evlenirken dindar kadın seçin” ve “Boşanmak erkeğin hakkıdır” gibi ibarelerin kaldırılmasını arz ve talep ederim. 

14 Şubat 2017 Salı

Evde Bakım Projesi ve Büyükanne Yardımı

img_0630Zuhal Alemdar Polat'ın yazısından aynen aktarıyoruz:
"Evde Bakım Projesi ve Büyükanne Yardımı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ortak protokollerle yürütülen iki çalışma. Şimdilik her ilde uygulanmıyor ama başarılı olmaları halinde tüm Türkiye’ de uygulanması planlanıyor. Çok soruluyor ve doğru bilinen çok yanlışı var. Çok net ve en yalın halleriyle özetlemek istiyorum, umarım işinize yarar. Evde Bakım Projesi ile başlayalım;
-Amacı kayıtlı kadın istihdamını artırmak. Anne çalışırken çocuğuna bakan kadının da sigortalı olması birincil amaç. Proje 06.03.2015 tarihinde İzmir, Bursa ve Antalya’ da başladı. 01.12.2016 tarihinde İstanbul ve Ankara’ da proje kapsamına alınarak genişletildi.
-Şartları taşıyan annelere aylık 1.200,00 TL ye yakın bir ödeme yapılıyor. Eğer çocuk engelli, tek ebeveyn anne ya da bakıcının sertifikası mevcutsa bu tutar 1.500,00 TL oluyor.
-Projeye başvuru şartları annenin T.C vatandaşı olması, projenin yürütüldüğü illerde (İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya) ikamet etmek, başvuru tarihinde çocuğun iki yaşını aşmamış olması, annenin bir işverene bağlı olarak sigortalı çalışması ve ücretinin başvuru tarihinde mevcut brüt asgari ücretin iki katını geçmemesi.
Büyükanne Yardımı Projesi şartları;
-T.C vatandaşı olmak ve projenin uygulanacağı illerde (Sakarya, Konya, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Ankara, Kayseri, Gaziantep) ikamet ediyor olmak ,
-Çocuk ve annenin aynı evde, büyükannenin ise aynı il sınırları içinde ikamet ediyor olması,
-Başvuru tarihi itibarıyla bakımı üstlenilecek çocuğun 3 yaşını doldurmamış olması,
-Annenin en az 18 yaşında olması,
-Annenin özel sektörde, iş sözleşmesine tabi ve sigortalı olarak bir işte fiilen çalışıyor olması ve destek süresi boyunca işten ayrılmaması(sigortalı adına Sosyal Güvenlik Kurumu’na en az 360 tam gün prim ödenmiş olmalıdır.),
-Annenin 4857 sayılı İş Kanununda düzenlenen analık hali izin süresini (doğum sonrası 8 hafta) geçirmiş olması ve başvuru tarihinde fiilen çalışıyor olması,
-Anne ve babanın ücret gelirinin belirlenecek üst sınırı (güncel asgari ücretin üç katı 5.332,50 TL) aşmaması,
-Annenin işvereni ile üçüncü dereceye kadar (üçüncü derece dâhil) kan ve kayın hısımlık ilişkisinin bulunmaması,
-Karşılıksız desteğin verildiği süre boyunca çocuk bakımı amacıyla ayrıca bir bakıcı istihdam edilmiyor olması,
-Büyükannenin çocuk bakımını engelleyecek fiziksel veya ruhsal rahatsızlığının bulunmaması.
Her iki projeninde uygulama aşamasında sıkıntıları olmuştur, olacaktır (siyasetçi gibi oldu ama:)) Şu an incelememizde olan evde bakım projesinde yurdum insanının cinliklerinin sınır tanımadığını görüp hayretler içinde kalmaya devam ediyoruz. Benim buradaki fikrim çok radikal hatta eminim tepki de çeker ama yine de belirtmek isterim. Özellikle Evde Bakım Projesinde özellikle hedeflenen kadın çalışanların neredeyse tamamının (%1 pay bırakıyorum) vazgeçilmez bir kariyerleri olmuyor. Yani vasıflı ya da vasıfsız da olsalar uzun bir aradan sonra (bir yıl ya da daha fazla) piyasa şartlarında aynı ücretle eski işlerinin benzerini bulabilecek konumda oluyorlar. Bu nedenle bu yardımın anneye yapılması ve sigorta primlerinin işsizlik sigortası fonundan karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu anneler için devlet destekli mahalle kreşleri, oyun grupları vb oluşturularak anneye manevi destek de sağlanmalı. Yani anneyi bebeğini hiç bilmediği bir kadına emanet edip bu yardımdan faydalanabilmek adına kırk türlü hesap yapmaya itmektense, çocuğuna iki yaşına kadar kendisinin bakması sağlanıp desteklenmeli. Bunun kadın istihadımını azaltacağı, kadını çalışma hayatından uzaklaştıracağı şeklinde itirazlar gelebilir. Fakat Türkiye’ de bakıcı adı altında istihdam edilen kadınların herhangi bir kaydının, eğitimlerinin olmaması göz önünde bulundurulursa, çocuğun en çok bakıma muhtaç olduğu dönemde yanlış ellerde büyümemesi adına doğru olur diye düşünüyorum. Nitekim yarı zamanlı çalışma modeli de yine anne ve çocuğun birlikte olması adına geliştirilen bir model.
Bu konu çok su götürür. Söylenecek çok söz var. Uygulamanın denetim ve nihai karar aşamasında yer aldığım için sayfalarca yazabili,r saatlerce konuşabilirim. Büyükanne projesinin sakıncalarını da görüyor ve olası sıkıntıları öngörüyorum ama dillendirmek istemiyorum:) Her iki projeyi de uzun vadede annenin çalışma hayatına katkı olarak değerlendiriyorum.
Not 1: Kısa ve uzun dönemli part time çalışma ile ilgili üç post halindeki yazılarımaşu linklerden ulaşabilirsiniz.
Not 2: Büyükanne Projesi için başvuru formuna şu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Not 3: Sorularınızı instagram adresimden ya da buradan sorabilirsiniz, geç de olsa dönüş yaparım:)"

8 Şubat 2017 Çarşamba

MS Hastalığına Tutulan Genç Kardeşimizin Hepimize Bir Mesajı Var

"Merhaba, 
3 yıl önce bana ms(mulitpl skleroz) tanısı konuldu.Belçika doğumluyum ve üç yıl öncesine kadar hayatım eğlence parkından farksızdı, çok küçüktüm ve hayatımın değerini önemsemeyecek kadar kendimi kaptırmıştım.Türkiye'ye taşınmıştık.Karaman'da kendime yeni bir yol çizmiştim, yeni bir hayata başlangıç yapmıştım, her şey yolundaydı.Bir gün akşam televizyon izlediğim esnada sağ gözümde kara leke benzeri görmeyen bir bölge vardı.Aileme defalarca dile getirdim hatta üç gün boyunca geçmesini bekledim.Geçmediği için göz doktorundan randevu aldık ve ertesi gün muayeneye gittik.Doktor sadece bir şeylerin ters gittiğini söyledi, acilen Konya'ya sevk etti.Konya'ya gittik ve hastalığımın MS'e çok benzeyen bir hastalık olduğunu söylediler(hastalık; adem).Ve hastanede dört gün kortizon tedavisi gördüm.Daha fazla hastane psikolojisine dayanamayıp hastaneden çıkışımı yaptık.Evde günlerce kortizonu ağız yoluyla aldım.Bunu dile getirmek için hiç bir kelime yeterli gelmiyor.Hayatımın zor günleri için başlangıçtı adeta.İki yıl boyunca hiç bir etkisini görmedim ve hiç bir rahatsızlık duymadım ta ki geçen seneye kadar.Geçen sene baş dönmesi şikayetiyle yine doktora başvurduk.Karaman'daki doktorlar kesin ms tanısı koyup ağır bir kortizon tedavisini uygun gördüler.Gece 12de bu haberi aldım ve bir kez daha yıkıldım.Ailem mutsuzluğumu göz önünde bulundurarak ve de emin olmak için bir de konyada muayene olmamı istedi.Konya'da çok önemli bir doktorla görüştük.Tam olarak ms olup olmadığımdan emin olamadı ama daha çok ms'e benzediğini söyledi ve bizi bu dalda daha başarılı olan bir doktora yönlendirdi.Ki bundan önce de bir çok doktora görünmüş olmama rağmen biz bu hastalığı kabullenmemekte kararlıydık.Türkiye'de sadece bu dalda kariyerini çok iyi yerlere taşımış iki tane doktor var.Birisi İstanbul birisi Ankara'daydı, biz İstanbul'u tercih ettik.Doktora görünmek için 8 saat yol gitmeyi rahatlıkla göze almıştık.Doktora girmeden önce mutsuzluğum gözle görülüyordu, korkuyordum, tedirgindim "Ya bir şey çıkarsa? Ya hastaysam? Ya öleceksem? Hayatım boyunca bununla nasıl yaşayacağım? Artık ben hastalıklı bir insan mıyım? "sorularını susturamıyordum kafamda.Doktorun kapısına geldiğimizde ellerim terliyordu, gözlerimden endişemi herkes okuyor gibi hissediyordum.İçeri girdik, doktor MR sonuçlarımı dikkatlice inceledi.Bana birtakım kontroller yaptı.Ve gülümsedi.Annem ağlıyor, babam merakla cevabı bekliyordu.O an inanın ne hissettiğimi ben de bilmiyorum.Doktorum bana tam olarak ms hastası olmadığımı ama içimde bir yılan yattığını söyledi.Bunu 3 yıl içinde atlatma ihtimalim olduğunu söyledi, sadece bir ihtimaldi ki umarım öyle olur.
Ben bir ms hastasıyım ve bacaklarımı kaybetmek dışında da bir çok etkisini gördüm.Çok şükür ki kortizon tedavisi sonucunda tekrar sapasağlam ayağa kalktım.Geçen yaz tatiline kadar her ayımın en az 2 haftasını hastanede geçirdiğimi hatırlıyorum.Şuanda günlük iğne kullanıyorum.Kendime iğne yapacağıma üç yıl önce kimse beni inandıramazdı.Bir çok şey atlattım.Bir çok şey geçti başımdan.Stressiz bir hayat hayal ederken çok daha stresli bir hayatım oldu.Bunun devamında panik atak hastası oldum.Ölüm en büyük korkum.Okulumdan çok geri kaldığım günler oldu.İnsanların ne kadar acımasız olduğunu öğrendim.İnsanların arkamdan söylediklerini duydum.Hastalandım, iyileştim.Hastalandım, iyileştim.Türlü türlü ilaçlar kullandım.Grip oldum, ölecek kadar acı çektim.En ufak bir rahatsızlığımda yine düştüm.Yine kalktım.Birçok kişi kaybettim birçok kişi kazandım.Hayatımda yazıya dökemeyeceğim kadar çok şey değişti.Güçlüyüm ama yorgunum.Bir kız kardeşim var.Sağlığı yerinde, ailem yanımda, arkadaşlarım yanımda.Ben sapasağlamım.Hastalığım bana çok şey kattı.Ne kadar şımarık bir kız olduğumun farkına vardım, ne kadar kör olduğumu ve aslında hayatı yeni yeni tanımaya başladığımı farkettim.Bu hastalık bana zarar verdiği kadar çok şey kattı.Geceleri uykumdan uyanıp öleceğim diye ağladıklarım oldu.Sevdiklerime veda edeceğimi düşündüğüm oldu.Bir gün asla hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağına inandığım da oldu.Ama hiç bir şey olmayacak.
Allahıma, doktorlarıma, aileme ve kendime kalpten inanıyorum.Allah'ın kudretine inanıyorum.Kafamın içinde yaşadıklarımı, hislerimi ve gördüklerim, öğrendiklerimi size aktaramam.Sadece bunu bana veren Allaha şükürler olsun.Ondan herkes için sağlık diliyorum.Halâ bir ms hastasıyım ve hayatımı kimsenin hayatına değişmem.Ms hastaları için veya bu hastalıkla yeni tanışmış olanlar için şunu söyleyebilirim ki atlatıcaksınız, kötü günleri arkanızda bırakıcaksınız.On kez düşseniz de on kez kalkıcaksınız.Hayatın ne kadar acımasız olduğunu eminim benden çok daha iyi idrak etmişsiniz ve tanık olmuşsunuzdur.Zor olduğunun fazlasıyla farkındayım hatta inanmayacaksınız ama henüz 18 yaşındayım.Yanınızda sevdikleriniz varken ve sizin kalbinizde inanç varken size hiç bir şey olmayacağına söz verebilirim.
Doktorlarınıza güvenin.Ailenize inanın.Lütfen bu konuda hiç bir korkunuz olmasın.Her atak geçirdiğimde "işte yine başlıyoruz" diyorum.Bu hastalık ilk başta sizin düşmanınız olsa da ilerleyen zamanlarda dostunuz olacaktır bana inanın.Bana hayatı tanıtan, kendimi tanımamı sağlayan ve normal şartlarda başımdan geçmeyecek olan her şeye sebep oldu.Eğer hayatınızı ve hayatınızdaki bir çok kişiye biraz olsun sevgi besliyorsanız ölüme sebep olmayan bir hastalık sahibi olduğunuz için şükür etmelisiniz.Ölüme bu kadar yakın olmak varken kendinize bu kadar uzak olmayın.Yaşamak her şeyden daha güzel.Eminim ki iğne yemekten ve aç kalmaktan daha ağır bir fiziksel acıya maruz kalmayacaksınız.Umarım düşüncelerinize biraz olsun yön verebilirim.
Sevgilerimle"

10 Ocak 2017 Salı

Sosyal medya hesaplarımız

Son gelişmeleri izlemek için takip edebileceğiniz
Kadının Fenni Ekibinin ve şahsımın sosyal medya hesaplarımız:

İnstagramda _serbestkursu_
                     kadininfenniekibi
                     altunhukuk
                     cocugunsesi
                     emekcianneler

Twitterda      kadininfenni
                     cocugunsesi
                     emekcianneler

Ayrıca www.altunhukuk.com


KADINLAR GÜVENLİ ULAŞIM İSTİYOR


                      

Toplu taşımada tecavüze karşı toplu dilekçe!

4 Ocak 2017'de Ankara'da bir kadın bindiği otobüsün şoförü tarafından tecavüze uğradı ve ölümle tehdit edildi. Özgecan' dan bu yana toplu taşıma araçlarında gerçekleşen taciz ve tecavüz haberlerine sistematik olarak maruz kalıyoruz.

Dilekçeyi doldurmak için:
https://www.bimer.gov.tr adresine girdiğinizde sayfanın sağında BAŞVURU YAP bölümünü göreceksiniz. Karşınıza çıkan formda gerekli bilgileri girdiğinizde cep telefonunuza bir onay kodu gelecek. Onay koduyla girdiğinizde size hangi işlemi yapmak istediğiniz sorulacak. Bu seçeneklerden ŞİKAYET i tıklamanız gerekiyor. Bundan sonra e-posta adresinizi girip İLERİ butonuna tıkladıktan sonra çıkan alana şikayetinizi yapmanız gerekmekte.

Örnek dilekçe

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na
(Bu kısmı kendi il ya da ilçenize göre düzenleyebilirsiniz, tavsiyemiz hem il hem ilçeye yazılmasıdır)

Ankara Etimesgut'ta bir halk otobüsünde bir kadın vatandaşımızın şoför tarafından tecavüze uğraması olayı hepimizi derinden kaygılandırmıştır. Daha önce Özgecan Aslan cinayeti gibi toplumun vicdanına dokunmuş pek çok tecavüz vakıası da toplu taşıma araçlarında gerçekleşmiştir. Ayrıca, engelli vatandaşlarımız için rampaları açmak istemeyen, yolculara saldıran. pek çok şoför haberi izlemiş bulunmaktayız.

Bir kadın ve bir vatandaş olarak yaşadığımız yerde toplu taşıma araçlarıyla seyahat ederken bu gibi olayların yaşanabileceği kaygısını duymak bizim için korkutucu, ülkemiz içinse utanç vericidir.
Her gün kullanmak zorunda olduğumuz toplu taşıma araçlarında ve diğer kamusal alanlarda güvenliğimizin tam olarak sağlanması için gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyorum.

Toplu taşıma araçlarının GPS sistemiyle kontrol edilmesi, şoför ve muavinlerin eğitilmesi ve ilgili bilgilendirmelerin tam olarak yapılması, pembe metrobüs-otobüs gibi ayrıştırıcı ve ayrımcı uygulamaların değil, kadın erkek tüm vatandaşların acil durumlarda kullanabileceği imdat çağrısı sistemlerinin oluşturulması, engelli vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere çalışanların bilgilendirilmesi, hamile kadın ve yaşlı vatandaşlar için halkın bilgilendirilmesi konusunda kamu spotu çalışmaların yapılması; toplumun bu konuda bilgilendirilmesi ve failler hakkında gerekli yaptırımın uygulanması için tüm ilgilileri göreve çağırıyorum.

isim soyisim
imza



5 Ocak 2017 Perşembe

HAKLARIM VAR (ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL BROŞÜR)


Aşağıda Avrupa Konseyi tarafından hazırlanmış, çocuklara haklarını öğretmeye yönelik bir broşürü okuyor olacaksınız. Aslında bu broşürde bol bol resim de var. O haline ulaşmak için :





Haklarım var, Hakların var,
Hakları var ...
Çocuk haklarına giriş
 page1image26368
  
Hayatta kalabilmeniz, korunmanız ve gelişiminiz
  • Sizi ilgilendiren tüm kararlarda çıkarlarınızın korunması hakkına ve örneğin, kökenleriniz, görüşleriniz, inançlarınız veya cinsiyetiniz nedeniyle size karşı ayrımcılık yapılmaması konu- sunda haklara sahipsiniz.
  • Yaşama hakkına, dengeli ve sağlıklı bir fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişme hakkına sahipsiniz.
    • Yiyecek, giyecek, barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarınızın sağlanması hakkına sahipsiniz.
    • Aile içinde ve çocuklara bakan kurumlarda meydana gelen olaylar da dahil olmak üzere, her türlü istismar, taciz, fiziksel ve psikolojik şiddete karşı korunma hakkına sahipsiniz.
    • Kişiliğinizin, beceri ve yeteneklerinizin azami ölçüde gelişmesinin sağlanması için, yüksek standartta bir eğitim hakkına sahipsiniz. Eğitiminiz size başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermenizi öğretmeli, sizi özgür bir toplumda, tüm insanlar arasında anlayış, barış, hoşgörü, eşitlik ve dostluk ruhu kapsamında, sorumluluk sahibi bir birey olarak yaşamaya hazırlamalıdır.
    • Çok geniş bir yelpazeyi kapsayan objektif bilgilere erişim hakkına sahipsiniz.
    • Zihinsel veya fiziksel bir engeliniz varsa, toplumla bütünleşebilmek, kişiliğinizi geliştirmek ve azami ölçüde bağımsız hareket edebilmek için onurlu bir yaşam sürdürebilme hakkına sahipsiniz.
      • Yaşınıza uygun ve haklarınıza saygı gösterilen bir ortamda, dinlenme, eğlenme, oyun oynama, sanatsal ve kültürel etkinliklere katılma hakkına sahipsiniz.
Kimliğiniz,
özel yaşamınız ve aileniz

  • Bir adınız olması, milliyetiniz olması ve kimliğinizin korunması hakkına sahipsiniz. Bir etnik, dini veya belirli bir dili konuşan bir gruba aitseniz, kendi kimliğinizle ilgili kültürel yaşamınızı sürdür- me, dininizin gereklerini yerine getirme veya grubunuzun dilini kullanma hakkından mahrum edilemezsiniz.
  • Gizliliğinizin korunması hakkına sahipsiniz. Hiç kimse yasa dışı olarak sizin veya ailenizin özel yaşamınıza müdahale edemez. Eviniz, yazışmalarınız, şerefiniz ve şöhretiniz yasaların koruması altındadır.
  • Yetiştirilmenizden ve gelişiminizden anne ve babanız ortak bir sorumluluğa sahiptir. Haklarını- zı nasıl kullanmanız ve yükümlülüklerinizi nasıl yerine getirmeniz gerektiği konusunda size yol göstermekten sorumlu ve yükümlüdürler.
  • Annenizin ve babanızın kim olduğunu bilmek ve onlar tarafından yetiştirilmek, bunun çıkarları- nıza ters düşmemesi halinde, hakkınızdır.
  • Annenizin ve babanızın nerede olduğunu bilmek ve onların yanına gitmek üzere başka bir ülkeye girme hakkına sahipsiniz. Anne babanız da size karşı aynı haklara sahiptirler.
  • Ayrılmaları halinde anne babanızla olan ilişkiniz konusundaki tüm kararlarla ilgili olarak size danışıl- ması hakkına sahipsiniz. Annenizin ve babanızdan veya sadece annenizden ya da babanızdan ayrı iseniz, bunun çıkarlarınıza ters düşmemesi halinde, onları düzenli olarak görme hakkına sahipsiniz.
  • Eğer sizin çıkarınıza olacaksa, sizinle ilgili olarak evlat edinilmesine izin verilebilir veya veril- meyebilir.
    page3image17512 
Özgürlükleriniz
• Düşünce özgürlüğü: sizi ilgilendiren herhangi bir konuda görüşünüzü bildirme hakkına, bunu yapabilme yeteneğine sahip olduğunuz andan itibaren sahipsiniz. Görüşünüzün dikkate alınması gerekir.
• Düşünce özgürlüğü: Görüşlerinizi özgürce ifade etme ve bilgi araştırma, bilgi alma ve yayma hakkına sahipsiniz. • Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü.
• Toplanma özgürlüğü: diğerleriyle bir araya gelme ve toplantılara katılma özgürlüğüne sahipsiniz.

Bu özgürlükler sınırsız değildir. Diğerlerinin hak ve özgürlüklerine saygı göstermeli ve topluma veya kendinize tehlike oluşturmamalısınız.

Siz ve devlet
  • Devlet, var olan hak ve özgürlüklerinizi kullanabilmeniz için gereken her şeyi yapmalıdır.
  • Devlet sizi korumalı ve refahınızı sağlamalıdır. Çıkarlarınızı ve refahınızı koruyacak kurumlar ve hizmetler oluşturarak anne babanıza veya size bakan insanlara yardımcı olmalıdır.
  • Ailenizle birlikte oturamıyorsanız, devlet sizi korumalı ve size yardım etmelidir. Devlet, geçmiş deneyiminizi ve kültürünüzü göz önüne alarak bir çözüm bulmalıdır. Durumunuzun düzenli aralıklarla gözden geçirilmesi hakkına sahipsiniz.
  • Devlet sizi yasadışı uyuşturuculardan korumak üzere tedbirler almalıdır.
  • Şiddete maruz kaldıysanız, devlet normal bir yaşama dönmenize yardım etmeli, yardımcı olmalıdır.
  • Adaletten yararlanma hakkına sahipsiniz. Devlet, adalet sisteminin sizin spesifik haklarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre uyarlanmasını sağlamalıdır.
  • İşkenceye, acımasızca ve alçaltıcı muameleye tabi tutulamazsınız.
  • İdam edilemezsiniz veya yaşam boyu hapse mahkum edilemezsiniz.
    • Yasa dışı bir şekilde tutuklanamazsınız. Tutuklama, başvurulacak en son seçenek olmalıdır. Tutuklama mümkün olduğu kadar kısa tutulmalı ve bu yapılırken yaşınızın ve ihtiyaçlarınızın gerekleri göz önüne alınmalıdır. Tutuk- landığınızda, kendi çıkarınıza olacaksa, istisnai durumlar dışında yetişkin tutuklulardan veya mahkumlardan ayrı tutulmalısınız. Bu durumda ailenizle temas halinde olma hakkına sahipsiniz.
    • Harpte devlet sizi korumalı ve size bakmalıdır. 15 yaşından küçükseniz, silahlı kuvvetlere askerlik görevi yapmaya çağrılamazsınız.
    Uluslararası sözleşmeler devletler arasında aktedilen kontratlardır. Bu kontratlarda, uyulması gereken kurallar yer almaktadır. Ancak aynı sözleşmelerde, çocukların daha fazla lehine olan tedbirlerin alınması da teşvik edilmektedir. Eğer ülkenizin yasaları uluslararası sözleşmelere nazaran çocukların daha fazla lehineyse, bu durumda ulusal yasalar uygulanmalıdı.
    Uluslarası kuruluşlar ve siz
    Devletler bir araya gelerek çeşitli uluslararası ku- ruluşlar oluşturmuşlardır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi bazı kuruluşlar, insan hakla- rını korumak, çatışmaları önlemek ve daha adil, müre eh ve demokratik toplumlar oluşturmak üzere kurulmuşlardır. Uluslararası sözleşmelerin hemen hemen hepsi bu kuruluşlar tarafından oluşturulmuş olup, bu kuruluşlar daha sonra, ortaya koydukları bu haklara saygı gösterilmesini sağlamak için önlemler almaktadırlar.
    Çocuk Hakları Komitesi Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin uygulanmasını izler. İlgili komitenin kendi ülkenize ilişkin tavsiyelerinin neler olduğunu araştırabilirsiniz.
    Çocuklar aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açabilirler. Örneğin Mah- keme, bir ülkeyi, çocukları hapishanede, okulda ve evde bedensel cezaya karşı korumadığı için mahkum etmiştir. Bir başka ülke de, tek başına seyahat eden bir kız çocuğuna gerekli ihtimamı göstermemekten hüküm giymiştir.
    page4image39384 page4image48752 page4image48912 page4image49072 page4image49232


Bu haklara saygı gösterilmezse ne olur?
Belirli hakların kullanılması, örneğin sizi önemli bir tehlikeye karşı korumak için veya olgunluk veya yaş durumunuz gibi bazı geçerli nedenlerle kısıtlanabilir. Yaşam, eğitim, sağlık ve şiddete veya istismara karşı korunma hakkı gibi haklar ise, öğretmenler ve anne baba tarafından bile asla kısıtlanamaz. Bu haklarınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız şunları yapabilirsiniz:
  • anne babanız, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız, sosyal hizmet görevlileri veya sizin bakımınızdan sorumlu olan insanlar gibi güvendiğiniz insanlarla konuşun;
  • şiddete maruz kalan çocukların başvurduğu telefon numarasını arayarak size bu konuda bilgi verebilecek biriyle konuşun;
  • polise gidin, şikayette bulunun ve devlet koruması talep edin;
  • çocuk sorunları konusunda arabulucuk görevi yapan bir ombudsmanla veya çocuk haklarını savunan gönüllü bir dernekle temasa geçin;
  • Hatta bazı durumlarda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de götü- rebilirsiniz.
 page5image8920   page5image13880  
   
Avrupa Konseyi
Hakkında Bilgi
1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi’nin halen 47 ülkesi bulunmaktadır. Görevi insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yaygınlaştırmaktır. İnsanların ve tabiatıyla Avrupa’daki 150 milyon çocuğun da korunma- sına ilişkin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve diğer sözleşme ve önerilere dayalı olarak ortak demokratik ilkeleri oluşturur.
“Çoçuklar için ve Çocuklarla Birlikte bir Avrupa Kurmak” adlı programın amacı, çocuk haklarını yaymak ve çocuk- ları şiddete karşı korumaktır. Programdan sorumlu ekip, evde ve okulda şiddet, insan hakları eğitimi, çocuklar ve internet ve adalet sistemi gibi konular üzerinde çalışmak- tadır. Sözleşmelerimiz, toplantılarımız, yayınlarımız ve internet oyunumuz “Wild Web Woods” ile ilgili daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
“Building a Europe
for and with Children” Council of Europe F-67075 Strasbourg Cedex www.coe.int/children children@coe.int

Bu belge Finlandiya Hükümetinin cömert desteği ile hazırlanmıstır.
page6image14432 

YOUR RIGHTS- COUNCIL OF EUROPE CHILDREN RIGHTS

Your survival, your protection and your development

 You are entitled to have your interests protected in all decisions that concern you and not to be discriminated against, for example because of your origins, opinions, beliefs or sex.
 You have the right to life and to balanced and healthy physical, mental, spiritual, moral and social development.
 You are entitled to have basic needs such as food, clothing, housing and health looked after.
 You have the right to protection against all forms of exploitation, abuse and physical and psychological violence, including what happens in the family and establishments that look after children.
 You are entitled to a high standard of education to ensure the fullest possible development of your personality, talents and abilities. Your education must teach you to respect the rights and freedoms of others, and prepare you for a responsible life in a free society, in the spirit of understanding, peace, tolerance, equality and friendship among all peoples.
 You are entitled to a wide range of objective information.
 If you have a mental or physical disability, you have a right to lead a life of dignity, so that you can integrate into society, develop your personality and enjoy maximum autonomy.
 You have a right to rest, leisure, play and recreational, artistic and cultural activities in a suitable environment for your age that respects your rights.

 

Your identity, your private life and your family

 You have the right to a name, a nationality and the protection of your identity. If you belong to an ethnic, religious or language minority you may not be deprived of your right to lead your own cultural life, practise your religion or use the language of your group.
 You are entitled to protection of your privacy. No one may interfere unlawfully in your private life, or that of your family. Your home, your correspondence, your honour and your reputation are protected by law.
 Your parents have joint responsibility for your upbringing and development. They have the right and the duty to offer you guidance in how you should exercise your rights and respect your obligations.
 You have a right to know who your parents are and to be brought up by them, unless this is not in your interests.
 You have a right to know where your parents are and to enter another country to join them. Your parents have the same right towards you.
 In the event of separation, you are entitled to be consulted on all decisions concerning your relations with your parents. If you are separated from your parents, or one of them, you have the right to see them regularly, unless this is not in your interests.
 Adoption may only be authorised if it is in your interests.

Your freedoms

 Freedom of opinion: as soon as you are capable of doing so, you are entitled to give your opinion on anything that concerns you. Your opinion must be taken into account.
 Freedom of expression: you have the right to express yourself freely and to seek, receive and disseminate information.
 Freedom of thought, conscience and religion.
 Freedom of association: you are entitled to associate with other persons and take part in meetings.
There are limits to these freedoms. You must respect the rights and freedoms of others, and must not pose a threat to society or yourself.

You and the state

 The state must do whatever is necessary to enable you to exercise your established rights and freedoms.
 The state must protect you and assure your well-being. It must help your parents or the persons who care for you by establishing institutions and services to look after your interests and your well-being.
 If you cannot live with your family, the state must protect and help you. It must find a solution that takes account of your past and your culture, and you will be entitled to have your situation regularly reviewed.
 The state must take measures to protect you from the dangers connected to illicit drugs.
 If you have suffered violence, the state must help you and assist your return to a normal way of life.
 You are entitled to justice. The state must ensure that the justice system is adapted to your specific rights and needs.
 You may not be subjected to torture or cruel or degrading punishment.
 You may not be executed or imprisoned for life.
 You may not be arrested unlawfully. Detention must be the last possible option. It must be as short as possible and take account of your needs and your age. In detention, you must be separated from adult detainees or prisoners and, other than in exceptional circumstances in your own interests, you will have the right to remain in contact with your family.
 In wartime, the state must protect and care for you. If you are under 15 you may not be recruited into any armed forces.
International conventions are contracts between states. These contracts lay down rules that must be obeyed, but they also encourage states to take measures that are still more favourable to children. If the law of your country is more favourable to you than a convention, it is the national law that must be applied.

International organisations and you

States had established numerous international organisations. Some, like the United Nations and the Council of Europe, were set up to protect human rights, prevent conflicts and develop fairer and more prosperous and democratic societies. Nearly all international conventions are produced by these organisations, which then take steps to ensure that states respect the rights that they lay down.
The Committee on the Rights of the Child monitors the application of the United Nations Convention on the Rights of the Child. You can consult the committee's recommendations concerning your country.
Children can also bring cases before the European Court of Human Rights. For instance, the Court has convicted one country of not protecting children against corporal punishment in prison, school and the home. Another country was found not to have looked after a girl who was travelling alone.

What if these rights are not respected?

The exercise of certain rights may be restricted for valid reasons, for example to protect you from significant danger or to take account of your maturity or age. Some rights, such as those to life, education, health and protection against violence or exploitation, may never be restricted, even by parents or teachers. If you think your rights have been violated you may:

     speak to trusted persons, such as your parents, teachers, doctors, friends, social workers or the persons who look after you;
     call a special telephone number for child victims of violence to speak to a person who will be able to advise you;
     go to the police, make a complaint and ask for protection from the state;
     contact a children’s ombudsman or a voluntary association that defends children's rights;
     or in certain cases you may even take your case to the European Court of Human Rights.

    The Council of Europe

    The Council of Europe is an international organisation founded in 1949 and now has 47 member states. Its role is to promote human rights, democracy and the rule of law. It establishes common democratic principles based on the European Convention on Human Rights and other conventions and recommendations on the protection of persons, which of course includes Europe's 150 million children.
    The programme "Building a Europe for and with children" is concerned with promoting children's rights and protecting them from violence. The team in charge of the programme deal with such matters as violence in the home and at school, human rights education, children and the internet and children and the justice system. You can visit our site for more information on our conventions, meetings and publications, and our online game "Wild Web Woods".